4 Nisan 2009 Cumartesi

HOŞGELDİNİZ (2009)

Fransız yönetmen Philippe Lioret'nin yönettiği Fransa yapımı Hoşgeldiniz'de ünlü oyuncu Vincent Lindon'la beraber Türk oyuncular Fırat Ayverdi ve Derya Ayverdi rol alıyorlar. Bu yıl tamamlanan filmin Türk oyuncuları, yönetmenin geçtiğimiz sene İstanbul'a yaptığı ziyaretteki görüşmelerde belirlenmiş. 17 yaşında bir Kürt mülteci olan Bilal'i canlandıran Fırat Ayverdi, ilk oyunculuk deneyimi olmasına karşın oldukça akıcı bir oyunculuk sergilemiş.
Filmin öyküsünde mültecilerin sorunları, sevgilisine ulaşmak için dağları delmese de denizleri aşmaya çalışan bir genç ve bu gence yardım etmeye çalışırken kendine, ilişkisine ve yaşama karşı kayıtsızlığını fark eden bir adam var. 3 katmanlı öykü yepyeni bir önermeyle karşımıza çıkmasa da günümüz mülteci meselesine farklı bir coğrafyada yeniden değinerek bir vurgu yapıyor. Welcome, Fransa'daki politik tutumu ve toplumsal davranışa yansımış ırkçılığı bir kez daha gözler önüne seriyor.
Welcome, Fransa'nın kuzeyinde Calais adlı liman şehrindeki mültecilerin İngiltere'ye iltica çabasını konu alıyor. Filmin merkezde 17 yaşında Iraklı bir Kürt olan Bilal yer alıyor. 3 aylık zorlu bir yolculukla Fransa'ya ulaşan Bilal'in hedefi karşı kıyıya geçerek Londra'daki sevgilisine ulaşmaktır. Karayoluyla yaptığı kaçak geçiş denemesi başarısızlıkla sonuçlanan Bilal çareyi Manş'ı yüzerek geçmekte bulur. Ancak önce yüzme öğrenmesi gerekmektedir.
Vincent Lindon'un oynadığı Simon karakteri burada devreye girer. Simon, geçmişte başarılı bir yüzücüyken, belediye havuzunda kadınlara ve çocuklara yüzme dersi veren, sıradan biri olmuştur. Hayata karşı kayıtsızdır. Boşanmak üzere olduğu karısı ise şehirdeki mültecilere gönüllü yardım eden bir aktivisttir. Bilal ise, aşkına kavuşmak uğruna yüzme öğrenmeyi kafasına koymuş tutkulu bir gençtir. Bilal Simon'dan yüzme öğrenirken Simon için de hayata farklı bir pencereden bakma şansı doğar.
Filmin ismi 'Welcome', misafirperverliği vurgulayan bir kelime. Ancak filmin öyküsünün geçtiği ufak şehirde misafirperverlik çoktan yitirilmiş. Simon'un, eve aldığı mültecileri şikayet eden kapı komşusunun paspasındaki 'welcome' yazısı ise öyküde eksik olanın bir göstergesi.
Filmin görüntüleri ve kurgusu sıradan ilerliyor ancak sonuna doğru denizde geçen sahne aslında kısa olmasına karşın son derece başarılı ve nice büyük yapımda kullanılan benzeri görüntülerden daha etkili... Bu etki film boyunca denizi aşma hayalinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği merakının yükselişinden dolayı da "peek" yapıyor. Bi yandan da Truffaut'nun 400 Darbe'sindeki kıyılar bu defa başka bir özgürlük arayışına sahne oluyor...
Uzun yıllardır göçmenlerle ilgili sorunlarla boğuşan Fransa'yı son yıllarda kendi sinemacıları sert bir şekilde eleştirmeye başladı. Matthieu Kassavitz'in La Haine adlı filminin öncülüğünün ve yarattığı etkinin ardından bir çok film direkt veya dolaylı olarak göçmen meselesini ele aldı. Welcome da konusunu politik olan etrafında aktararak tavrını koyuyor. Film, Fransa'nın bu konuda birşeyler yapmasının zamanın çoktan gelmiş olmasından da dolayı siyasiler tarafından son derece önemsendi. İstanbul Film Festivali açılışındaki gösteriminden önce, yönetmen Lioret'nin yaptığı konuşmaya göre Welcome, geçtiğimiz günlerde Fransız parlamentosunda izlenmiş. Yönetmen filmin belki de bir kanun değişikliğine yol açacağını da ekledi. Sinemanın toplumsal hayata olumlu etkilerini hissetmek umut verici...
Welcome güncel bir politik - aşk filmi, izlenesi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder